Işığa Doğru

…Doğada her şey atom altı parçacıklardan oluşmakta. Mikrokozmosdan makrokozmosa yani en büyük evrene kadar sonsuz devinim ve titreşim halinde. İnsanın da evrenin bir yansıması ve tüm bunların toplamı olduğunu düşünüyorum. Eserlerimde en önemli unsur; bu titreşim ve hareketin sonsuzluğu… Bu sonsuz hareket doğal bir çoğalımla, metastrata ile varlığını hissettiriyor.
Tablolarımda bu titreşim ve devinimi yakalamak isti¬yorum. Eserlerimde tek bakış açısı ya da yön yok. Çünkü evrenin altı, üstü, sağı ya da solu yok. Aynı zamanda atom altı parçacıktan makrokosmosa kadar var olan devinim ve titreşim müthiş bir denge ve uyum içinde ve sert olmayan yumuşak geçişler ile yaşanı¬yor. Bu tablolarımdaki kompozisyonlar yumuşak ve birbiri içinde eriyen renk geçişleri ile verilmiş. Kom-pozisyonlarım çoğunluk ile beyaz ve siyah zemin üze¬rinde yaşam buluyor. “Beyaz; insan ışığa doğar. Siyah; insan ışıktan yok olur” . Beyaz; ışıkta varlığa gelmektir. Ölüm; ışıktan yok olmaktır. Sonsuzdan gelip son¬suza gitmektir.

Cennetin aşkıyla ölmeye boyun eğer mi yaşamın sesi...

Gülten İmamoğlu

Zaman siler mi yazgısını, Zümrüt'ü Anka Kuşuna inat...

Gülten İmamoğlu

Bir yangınsa yaşam baharın coşturduğu, amberin kokusunda, azgın, zengin...

Gülten İmamoğlu

Ruhum acılarını soyunmuşsun evrenin ışığına doğru…

” Unutabilsek tüm öğretileri, algılanmaları, öyle bakabilsek bir resme öylece, yalın, katkısız. Nasıl özümler, nasıl yorumlardık? Nasıl ve neye indirgeyerek?